Maderzad Palas
KitaplarMaderzad Palas

KitaplarMaderzad Palas

Karanlığın karşısına bu sefer bir ‘efe’ çıkıyor

Sıradan bir muhasebeci nasıl olur da kendini, dünyayı sarmak üzere olan karanlığın karşısında bulur? Erbuğ Kaya’nın fantastik romanı ‘Maderzad Palas’ın kahramanı Ali’nin kötülüğe açtığı ‘ilk ve son savaş’a buyurun…

ERHAN TEKTEN imzalı inceleme yazısına şuradan ulaşabilirsiniz.

KitaplarMaderzad Palas

Erbuğ’un çoğumuz gibi çalıştığı günlük bir işi var. Kendi deyimiyle “en sevdiği üçüncü iş”. Fakat zihninin arka taraflarında devamlı işleyen iç dünyası onu fantastik türde kitaplar yazmaya itecek kadar zengin. Geçmişinde ise, karakter üstüne karakter yaratılan kafeler, seksenler sokakları, sürekli başka şehirlerde geçirilen bir çocukluk ve tesadüflerle örülü bir aşk hikayesi var. Onun dünyasında yaptığımız gezintide, yaratıcılığı ve duyarlılığıyla ön plana çıkan, tutkulu bir adamın dört değişik hikayesiyle karşılaştık.

Podcast’i şuradan dinleyebilirsiniz.

Maderzad Palas
Maderzad PalasOnCam

 

Maderzad Palas

3.romanım “Maderzad PalasKırmızı Kedi Kitap tarafından yayınlandı. Tüm kitapçılarda.

Online Satış Linkleri
idefix
D&R Online
KiyapYurdu

Maderzad Palas Arka Kapak Yazısı

Sevin Okyay
Erbuğ Kaya, olay örgüsü konusunda hiç sıkıntı çekmeyen, hayal gücü ile barışık bir yazardır. “Maderzad Palas” da bunu kanıtlıyor zaten. Zamanı ta başlangıcından beri kucaklayan kitabın baş karakteri Ali Kocaali ise, bütün olup bitenler bir yana, sadece kişisel gelişimiyle bile heyecan veriyor. “Maderzad Palas”a gelince, doğrusu benim de yerleşmek isteyeceğim bir yer. Bazen bir-iki tanesine şöyle bir çakmak istesem de, Palas sakinleri sevdiğim, özenle derlenmiş, antikanın antikası bir grup. Ama favori mekân/karakterim kütüphane, yani Meşruke. Kitaptan tek bir varlığı seçmem gerekse onu seçer, hatta Ali gibi bir tohum versin diye ricacı olurdum. İkinci bir şans verilirse, tercihim Mesmerin.

Erbuğ yıllarla birlikte yazar olarak çok farklı bir yere geldi. Şimdiden bir sonraki kitabı bekliyorum. “Maderzad Palas”ın dünyasına, sırlarını adlarında saklayan Zulmat ile Tennur arasındaki mücadeleye buyurun!

Altay Öktem
Erbuğ Kaya yakamızdan tutup bizi başka bir dünyaya götürmüyor; her iyi edebiyat yapıtında olduğu gibi, bu dünyanın başka bir boyutuyla tanıştırıyor. Hatta yüzleştiriyor. Maderzad Palas gerçeküstü bir mekan mı? Aslında değil. Kapı komşumuzun evinde bir meşruke ağacı olmadığını kim kanıtlayabilir? Ya da yaşadığımız, daha doğrusu içinde bocaladığımız bu hayat Zulmat ile Tennur’un savaş alanı değil mi aslında? İyi ile kötünün, cennet ile cehennemin, siyah ile beyazın… Ama şunu da belirtmeliyim ki, hiçbirimiz Mesmerin’le karşılaşma fırsatını bulamayız öyle kolay kolay. Roman boyunca o kadının yabani güzelliğine kapıldığımı itiraf etmeliyim. Onun “ne” olduğunu öğrendikten sonra bile!

Erbuğ Kaya sadece bir roman yazmakla kalmamış; büyü yapmış bize. Okudukça kendimizle karşılaşacağımız, yerimizi yadırgayacağımız bir büyü. Gerisi sizin elinizde!