(Bu yazının orjinali 13 Temmuz 2006’da Sinir Stres’de yazılmıştır.) laura saten geceliğini giyip, muhteşem yatak odasına girdiğinde; bir tanecik aşkı george, onu, uzanmış, komedinin üzerindeki okuma lambasını yakmış, ters tuttuğu kitabı okuyormuş gibi yaparak beklemektedir. laura bunu fark etmez bile. george’unun yanına beyazlar içindeki yatağına uzanır. george’da okumakta olduğu ‘suç ve ceza’yı komedinin üstüne bırakır. […]

(Bu yazının orjinali 12 Mayıs 2006’da Sinir Stres’de yazılmıştır.) çay bahçesinde oturmuşum, vapurun gelmesini bekliyorum, hava güzel, hayallere dalmışım, keyfim yerinde. derken, tüm güzel hayallerimden, cırtlak bir sesin zorlamasıyla gerçeğe dönüyorum. yanımdaki masalardan birinde, iki sarı kafalı kız, bir adam oturmuş; kızlardan biri bir şeyler anlatıyor. ama bir doktora görünse iyi olur. bu doktor kulak-burun-boğazcı […]

(Bu yazının orjinali 20 Nisan 2006’da Sinir Stres’de yazılmıştır.) Nasıl olabilir ki böyle bir şey? Tüm Türkiye, bir kadının kocasıyla, çocuğuyla, yüzündeki sivilceyle bu kadar mı alakadar olur. Televizyona zaten kökten sinir olan birisi olarak, şöyle ara sıra, uzanıp televizyonu açtığımda sürekli hülya Avşar’la karşılaşmam bizi tanıdık yapmıyor. Ama artık biz onun her şeyini biliyoruz […]