En iyi kitap, en iyi film, en iyi uyarlama, en iyi üçleme, en iyi görüntü, en iyi fantezi filmi kategorilerinin hepsinde benim için Yüzüklerin Efendisi 1. sıradadır. Birinci kitabı okuduğumda, henüz iki ve üç yayınlanmamıştı. İkinci kitap yayınlandığında, birinci kitabı bir kez daha okuyup, ikinci kitabı okudum ama üçüncü kitap yayınlanmamıştı. Üçüncü kitap yayınlanınca bir […]

Mükemmel sonu ve kurgusuyla; fantazi sınırlarında gezinen okunası kitap. Hani şu boş gününüzde bir kitap okuyayım diyerek elinize alıp bırakmadan bitirdiğiniz kitaplar vardır ya işte Koku onlardan. Filmide fena değildi ama önce kitabı okumanızı öneririm. Filmdeki, bence, hata ean-Baptiste Grenouille’ün kitaptaki tarife göre çok yakışıklı olmasıydı.

“People should not be afraid of their goverments. Goverments should be afraid of their people.” Sloganıyla yola çıkan film geleceğin alternatif İngilteresin’de geçiyor. Bir başkaldırının nasıl toplumsal harekete dönüşebileceğini anlatılıyor. V for Vendetta, Alan Moore’un yazıp David Lloyd’un çizdiği aynı adlı çizgi romandan (V for Vendetta) beyaz perdeye uyarlandı.

Bu filmi izlerken mümkünse açık güneşli bir havayı tercih edin. Yanınızda sevdiğiniz arkadaşlarınız olsun. Ve hemen kendinizi dışarı atın. Filmi izleyeli yıllar oldu hala müziklerini dinleyemem. Uyuşturucu ve onun gerçeği ile çekilmiş izlediğim en iyi film. Ama çok kötü yerle bir ediyor. Keyfinizi bozmak istemiyorsanız hiç izlemeyin.

Tim Burton’un 90 yılında çektiği klasik. Yine hayal, yine gerçek, yine iğrenç toplumsal zaaflar ve durmak bilmeden gözümüze sokulan masumiyetin ellerimizle kirlenişi. Kaçırmayın derim. Johnny Depp tek kelimeyle mükemmel.

Tim Burton zaten süperdir. Bu film daha da bir süper. Eğer sonunda ağlamadıysanız ya da en azından ağlamaklı olmadıysanız, bir daha izleyin. Elbette oyuncu olarak Ewan McGregor’u da unutmamak lazım.

(Bu yazının orjinali 29 Ağustos 2007’de Erbuğ Kaya Blogspot’ta yazılmıştır.) Eskiden çokça çizgi roman okumuştum. Bülent eniştem Anadolu Kavağı’ndaki evin bodrumunda yüzlerce çizgi roman saklardı. Kimler yoktu ki arasında. Halamlara gittiğimizde bodruma dalar, küf kokusunun arasında hafif nemli çizgi romanları seçer bütün gün okurdum. Baltalı İlah Zagor gibi bağırmak isterdim. Tom Braks’ın köftecisine bayılırdım. Mandrake’nin […]

(Bu yazının orjinali 10 Ağustos 2007’de Erbuğ Kaya Blogspot’ta yazılmıştır.) Lise bir ve ikiyi Adana Anadolu Lisesinde okumuştum. 10’D sınıfı olarak, okulun en ilginç sınıfıydık. Liseyi ALA’da bitirmek çok istemiştim ama babamın tayini çıkmıştı ve Gölcüğe taşındık. Lise üçü Kocaeli Anadolu Lisesinde bitirmiştim. Ve üniversite sınavlarına girmiştik. Tüm yılın gerginliğini üstünden atmak için herkes bir […]

(Bu yazının orjinali 24 Ağustos 2007’de Sinir Stres’de yazılmıştır.) hava sıcak. serinlemek için kendini dereye atıyor. ama insanlar onu görüyor. sopayla vurmaya başlıyorlar. kıyıya çıkabilse kendini koruyacak ama sopalı insanlar izin vermiyor. kurtulmak için derenin ortasına yüzüyor. bu sefer taş atıyorlar. kendini akıntıya bırakıp onlardan uzaklaşmaya çalışıyor. takip ediyorlar. yine taşlar, yine sopalar. üstelik yorgun […]

(Bu yazının orjinali 04 Ekim 2006’da Sinir Stres’de yazılmıştır.) google arama sonuçları ile ilgili aşağıdaki şu link eylül 2005’de en çok aranan kelimeleri gösteriyor. http://www.google.com/press/zeitgeist/zeitgeist-sep05.html#tr bu sonuçların Türkiye’nin ufak bir profili olduğunu düşünüyordum. ve bu konu ile ilgili bir yazı yazacaktım.